Hatırlayabildiğim kadarıyla ilk kez Peck Kulvarı' na girdiğimizde "Edward Peck' in (Robin Hodgkin ile birlikte) açtığı rotayı çıkıyor olmak ne garip!" diye düşünmüştüm. Bu hattı nasıl keşfetmişti acaba? Gerçi Peck Kulvarı' nın bulunduğu yüzeye bakınca bu devasa direkt hattı görmemek mucize olurdu.1943 yılında tırmandığına göre büyük olasılıkla ayağında 12 dişli krampon olmalıydı. Koskoca diplomatın iz açacak hali yoktu ya! Dönemin ruhuna da uygun olarak gece kamptan çıkıp bu hattın yolunu tutmuş olmalıydı. Acaba nerede mola vermiştir? Tahminimce devasa bir çanak olan "Amfi Tiyatro" tabir edilen yerde bir süre dinlenmiştir. Orta kuşak iklimler henüz küresel ısınmadan nasibini almadığından büyük ihtimalle sert kar ve buz karışımı zeminde hızlıca yükselmiştir. Dönem, Alman-Avusturyalı ekiplerin Aladağlara uğradığı dönem olduğundan sağda solda bırakılmış Gamalı Haç flamaları bu İngiliz beyefendinin oldukça canını sıkmış olmalı. 2008 Mart'ında kulvarda bata çıka yükselirken aklımdan bu düşünceler geçiyordu.
Benzer hissi 2012' de Demirkazık Doğu Duvarında tekrar yaşadım. O dönem yanımızdan eksik etmediğimiz MP 3 Player' ımdan Art of War (Sabaton) dinleyerek duvarı seyretmeye dalmıştım. Tırmanacağımız hatta isimlerini veren "Köllensperger-Grutschnig" isimli Alman dağcılardan Herman Köllensperger benim için elbette daha tanıdıktı. Efsanevi Eiger kahramanı Anderl Heckmair' in zorlu "Walker Sırtı" tırmanışındaki partnerinin açtığı hattı tırmanıyor olmak, o kahramanlarla aramızda bir bağ oluşturur muydu? Walker Sırtından ciddi frozbitlerle inen bu alpinisti hangi rüzgar Türkiye' ye atmıştı acaba? Dağların bakirliğinden etkilenmiş olmalı. Alper'in, Dolomitler'in tecrübeli kurdu kamptan duvarı nasıl izlemişti? Mevsimlik göle yakın bir noktadan Almanlara has "poker face" ile, tüm duvarı, tabandan yatay çizgilerle yukarı doğru tarayarak izlemiş olmalı. Gözüyle çizdiği en doğal hattı da takip etmişlerdir. Günün sonunda hava serinleyince örme yün kazağını giymiş miydi? Bu hatt tırmanmaya karar verdikten sonra tek atışta bitirmişlerdir, antrenman niyetine. Belki' de Münih' e döndüğünde Heckmair' e bu rotadan bahsetmişti de Heckmair hafif bir tebessümle kafa sallayarak cevap vermişti.Rotayı çıktığımda hissettiğim gurur büyük ölçüde Köllensperger' in rotasını çıkmış olmamdan geliyordu. .
Kafamda beliren bu düşünceleri, hisleri yerli yerine oturtan tırmanış ise 2019 yılında sıcak bir Kasım gününde gerçekleşti. Dostlarım Erkut ve Şükrü ile Harmankaya' da Obrukkaya Küçük Zirve Güney-Batı Duvarını çıkarken küçük bir "satori" cik yaşadım. 7. ip boyuna geldiğimizde geldiğimizde "Abi VI- lik etap burası olmalı, giriyorum." dediğinden "Dur, dur bi' saniye. Önce Aykut gibi düşünelim, bence soldan" demiştim. Erkut bir kaç metre tırmandıktan sonra Aykut ve Mustafa' nın çaktığı sikkeyi buldu. "Abi sikke var!" diye aşağıya bağırınca "Aha!" dedim. Yakından tanıdığım bu iki kişinin açtıkları rotaya kişilik özellikleri de yansımıştı. Rotalar bir ölçüde, rotayı açan kişilerin karakterlerini de yansıtıyordu işte! Bir süredir aklımda olan, bana ilham veren alpinistlerin rotalarını, en azından dişime göre olanları çıkma hayali, yerini planlara bıraktı. Karakter açılan rotaya yansıyorsa, gerçek bir bağ kurmayı sağlamasa bile, kişinin rotasını tırmanmak neden bir süreliğine aynı pencereden tırmanışa bakmayı sağlamasındı ki ?
İş bu doğaçlama yazı 2020' ye bir niyet olarak burada kalsın.
Kozyatağı
Aralık 2019
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder