2 Ocak 2012 Pazartesi

Kara Delik

Aniden sabah saatlerinde çalan telefon. Telefondan tek anlayabildiğim ".....dün....kalp krizi....öldü...."
Ardından hıçkırıklar, yatağımda kimin öldüğünü tahmin etmeye çalışmalar. Annem ölenin kim olduğunu söyleyince cenaze evi geliyor gözümün önüne. İlk kez 16 yaşında yaşamıştım bunları. Hastalığı boyunca yanından ayrılmadığım yakın arkadaşımı kanserden kaybetmem, o ağustos sıcağında içimin üşüyüşü, şaşkınlıktan tek damla göz yaşı dökemeyişim, uyuşma hissim... En çok özlem duygusu koyuyor insana. Hatıraların ete kemiğe bürünmeyişi can yakıyor. Giden için fişi aniden çekilen bir televizyon gibi ölüm, ama kalanlar için film başrol oyuncusuz devam ediyor.

Asla yüzleşip kanıksayamayacağız doğamız gereği ölümü. Ya hayatı ?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Kırmızı Buğday

  Kırmızı Buğday by Ahmet Büke My rating: 5 of 5 stars *"Eski dünya ölüyor, yeni dünya doğmak için çabalıyor: şimdi canavarların za...